Uyuyamıyorum. Saat 2 - 3 - 4 ama uyku yok! Bir ara dalıyor uyuyorum. Saat 7 ve ben yeniden uyanmışım. Neden uyandım ki? Yatakta dönüyorum! Sabah 10 - 11 gibi tekrar uyandığımda ise dayak yemiş gibiyim. Gece uyudum mu? bilemiyorum. Doktor bey hem uykusuz, hem mutsuz, hem de umutsuzum. Yardım edin lütfen.
Uykusuzluk nedir? Kimlerde görülür? Cinsiyet farkı var mıdır?
Uykuya dalmakta zorlanma, sürdürmede zorlanma ya da dinlenmeden uyanma durumları uykusuzluk olarak tanımlanır. Her 10 kişiden 3 veya 4'ünde gözlenir ve hatta 1-2'sinde tıbbi tedaviye ihtiyaç duyulur. Uykusuzluk 30 yaşın üzerindeki kadınlarda daha sık gözlenir. Adet görme, hamilelik yaşama ve menopoza girme gibi kadınsal özellikler basitçe bu farklılığın nedenleridir.
Uykusuzluk vücudu ve günlük hayatı nasıl etkiler?
Yaşamın sürdürülmesi sırasında hissedilen zorluk ve bu işleri yaparken duyulan huzur "yaşam kalitesi" adıyla bilinir. Yaşam kalitesi uykusuz kalanlarda azalmıştır. Uykusuzluk çekenlerde dikkat ve konsantrasyon azalır, zihinsel açıklık kaybolur ve problem çözme yeteneği körelir. Depresyona girme, ruhsal gerginlik duyma ve genel sağlığın bozulması sık gözlenir. Daha çok doktora gider ve daha çok ilaç kullanırlar. Gerek trafik ve gerekse de iş kazalarına daha sık karışırlar. Alkol ve alkol ile ilişkili sorunlar da gözlenebilir.
Uykusuzluk ile ilişkili iş performans kaybı, kaza sonucu oluşan iş gücü kaybı, artmış sağlık giderleri sadece kişisel sağlığı bozmakla kalmaz, kişi ve ülke ekonomisi için de ciddi bir sorun oluşturur.
Hangi durumlarda ve nasıl uykusuzluk olur? Neden bazı insanlarda olur da bazılarında olmaz?
Beyin ile ilişkili hastalıkları sırasında ortaya çıkabildiği gibi, vücut ile ilişkili hastalıkların seyri sırasında ya da kullanılan ilaçlara bağlı olarak uykusuzluk görülebilir. Uykusuzluğa bazı insanlar daha yatkındır. Bu kişiler yapı olarak "bir motorun devrini çok çabuk ve kısa sürede arttırabilmesine benzer şekilde" çabuk ve kısa sürede uyarılır, uyanık hale gelirler. Yine bu kişilerin uykuya yönlendiren sistemlerinde de zayıflıklar gözlenir.
Stres yaratan yaşam olayları (sınavlar, işyeri-evlilik-aile sağlığı ile ilişkili olaylar), uyuma ortamının olumsuz özellikleri (gürültü, aydınlık ortam, yeni bir yer), işe gitme zamanında değişmeler (gece gündüz vardiya değişimleri) ya da uzun mesafe uçak yolculukları gibi uyku - uyanıklık döngüsündeki değişmeler, ruhsal ve fiziksel rahatsızlıklar (ağrı, depresyon, böbrek-akciğer-kalp-troid hastalıkları), bu rahatsızlıklar sırasında kullanılan ilaç tedavileri (moral düzenleyici antidepressan ilaçlar, kortikosteroidler, beta bloker ve beta mimetik ajanlar, teofilin gibi astım ilaçları) uykusuzluğu yukarıda tanımladığımız kişilerde ortaya çıkarabilir, pekiştirebilir.
Uykusuz kalan bir kişide davranış ve uykuyu değerlendirmede değişmeler gözlenir. Bu kişiler daha çok uyumak için yatakta daha fazla zaman geçirirler. Uykusuzluğu çözmek için gün içi uyur ve akşamları da uyumamak için çabalarlar. "Gece ne olacak, uyuyabilecek miyim?" kaygısı gün içinde ortaya çıkar ve gece uyku öncesi en tepe noktasına ulaşır. Hatta "ölüm korkusuna" bile dönebilir. Sorun çözülmez ise kalıcı ve yıkıcı hale döner.
Hangi doktora gitmek gerekir? Rahat bir uyku için nelere dikkat etmek gerekir? Hangi ilaçları almak gerekir?
Uyku ile ilgili sorunları Nöroloji hekimi tedavi eder. Uykusuzluğun nedenini bulmaya ve tedavi etmeye çalışır. Öncelikle uykusuzluk ile ilişkili kötü anıları silmek gereklidir. Bu iş zihinde başlar. Yanına ilaç dışı tedbirler eklenir. Kaliteli bir uyku, yatak odasını "sadece uyku ile ilişkili bir yer" haline getirmekle mümkündür. Yatak rahat olmalı, sadece uyku geldiğinde yatağa girilmelidir. Yatakta "kitap okumak, TV izlemek, yemek yemek, vs" bırakılmalıdır. Aynı vakitte yataktan çıkılmalı, uyanınca kalkılmalı ve gün içi kısa şekerlemeler olmamalıdır. Oda karanlık ve sessiz olmalıdır. Akşam üzerinden sonra uykuyu etkileyen sigara, alkol, kahve veya çay tüketimi bırakılmalı, akşam yemeği ne çok ağır ne de çok hafif olmalıdır. Kişide var olan kaygı ve sıkıntı halini yenmek için rahatlatıcı uğraşlar, gün içi egzersizler yapılmalı, zihin kötü düşüncelerden arındırılmalıdır. Yatak odasına hiçbir zaman gün içinden sarkan sorun veya düşünce taşınmamalıdır. Kullanılan ilaç tedavilerine dikkat edilmeli ve eğer uykuyu kötü etkileyen ilaçlar var ise ve mümkünse bıraktırılmalıdır. Gerektiğinde de uykuyu getiren, uykuyu sürdüren ilaç tedavileri kullanılmalı uyku, en sağlıklı haline yeniden getirilmelidir. Bu tedavi sürecinin büyük oranda hastaya bağlı olduğu mutlaka hatırda tutulmalıdır.