Türk filmlerinde olur ya, aynısı bana oldu! İnanılmazdı! Aniden bir gözüme perde indi ve göremez oldum. Hiç ağrı olmadı. Aynada baktım, her iki gözümde açık. Ama bir tanesi bakıyor, görmüyor. Bastırdım, ovdum ilk başta değişmedi. Ben mi yaptım, yoksa kendiliğinden mi oldu bilmiyorum, iki üç dakikada geçti. Perde kalktı. Sordum etrafıma "toz kaçmıştır" dediler, ben de önemsemedim. Ama yanlış yapmışım, şimdi anlıyorum, keşke hemen doktora gitseymişim!

Her zaman söylendiği gibi "hasta olmaktan değil, geç kalmaktan korkun".


Peki nedir bu durum?

Bu durum gözü besleyen damarların gelip geçici tıkanmasıdır. Gözü besleyen damar beynin ön tarafını besleyen "şah damarı" dediğimiz damardan ayrılır. Aslında sorun gözde değil şah damarındadır. Bu damardaki daralma sonucunda ya da buradan kopmuş bir pıhtı nedeniyle görmede kayıp olmuştur. Size haber vermektedir. Daha kötü sonuçlanabilecek ilerideki durumların haberini verir. Dikkat eder ve tedbir alınırsa kötü sonuç ortaya çıkmaz. Aksi halde....

Aksi halde beyin felci - inme -  ortaya çıkar. Yüzde, kolda ve bacakta felç olur, yürüyemez -konuşamaz hale gelirsiniz.


Şah damarında tıkanma nasıl oluyor? Biz bunu nasıl tanırız?

Damarları su şebekesine benzetebiliriz. Kalp ana depoya benzer. Oradan çıkan damarlar geniş iken, dağıldıkça çaplar daralır ve beynin içine girdiğinde de en küçük çapa iner. Şah damarı basitçe ana su borusuna benzetilebilir. Hani sıcak su boruları içinde tortu birikir ve yıllar sonra tıkanır, içinden "iplik gibi su akar" ya, bu damarların tıkanmasıyla da böyle olur iplik gibi kan akar. Bu tortular damarı daraltmak yanı sıra, yapıştıkları yerden de kopabilirler. Kan akışı ile yuvarlanır, geçemeyeceği bir noktada damarı tıkarlar. Beslenemeyen beyin dokusu zarar görür ve yaptığı işi yapamaz.

Şah damarında daralma olup olmadığını anlamak için öncelikle Nöroloji uzmanına başvurmanız gerekir. Nöroloji uzmanı damar görüntüleme yöntemlerini kullanarak damarın tıkalı olup olmadığını, hangi yöntem ile tedavi edilmesi gerektiğini size bildirir. İlk başta ultrasonografi ya da MR anjiografi gibi zararsız yöntemler uygulanır. Ciddi darlık var ise ya da damar tam görüntülenemiyorsa, anjiografi dediğimiz daha iyi görüntü veren ileri bir yönteme gerek vardır. Burada damar içine teller aracılığı ile girilir ve boya maddesi verilir. Verdiği bilgiler çok değerlidir ama damarın tıkanması riskini de taşır. Burada uyulması gereken "Yararı olası zararında fazla ise bu riskin alınması uygundur" kuralıdır.


Doktor bey bende darlık çıktı ama darlık oranı % 50 dediler, ne yapmalıyım?

Darlık oranı % 70 ve üzeri olduğunda bu darlığı açmak gerekir. İki yöntem vardır. Cerrahi yöntemde tıkalı olan damar kesilir, darlık alanı "kabağın içini çıkartır gibi alınır" ve tekrar dikilir. İyi bir cerrahi beceri gereklidir. Diğer yöntemde ise anjio yapılır, "stent" konur. Bu işlem kalpte yapılan damar genişletme ve "stent" denilen damarı açıcı yay koyma işleminin şah damarında yapılmasıdır. Her iki yöntemde de düzenli takip şarttır, sonraki dönemde tekrar tıkanma olasılığı vardır.

Eğer darlık oranı çok fazla değil ise bu yöntemler uygulanmaz. "Atılan taş, ürkütülen ördeğe değmez". Kan sulandırıcı diye bilinen "aspirin" gibi ilaçlar kullanılır ve tıkanma oranı belirli aralar ile takip edilir.


Benim tansiyonum, şekerim ve yağlarımda da yükseklik var. Bunlar neden olmuş olabilir mi? Ne yapmalıyım?

Damar yapısını bozan "mahşerin üç atlısı" ile karşılaşmışsınız. Bu hastalıklar sizi bu duruma düşüren sebeplerdir. Yüksek tansiyon ve şeker hastalığı ana damarları bozmakla yetinmez, beyindeki küçük damarlarınızı da etkiler. Bu üç durumla da ciddi şekilde mücadele etmeniz ve düzenli olarak takip edilmeniz sizin yararınızadır.