Deniz kenarındasınız. Güneşli bir günde, bir tek bulut bile yok gökyüzünde. Derken ürperiyorsunuz... Serin bir rüzgar başlıyor, bulutlar hiç ummadığınız kadar kısa sürede gökyüzünü kaplıyor. Gök gürültüsüne karışan şiddetli bir yağmur başlıyor. Rüzgar fırtınaya dönüyor, sizi belki de evinizi uçuracak! Korkuyorsunuz... Tamamen korunaklı bir yere, gürültüyü duymayacağınız, korunabileceğiniz bir sığınağa, bodruma kaçıyorsunuz. Orada ne kadar kaldığınızı hatırlamıyorsunuz! Bir süre sonra fırtına geçiyor, yaşayamadığınız bir zaman ve temizlenecek bir çevre kalıyor geriye...

Fırtınaya benzer bir doğa olayıdır migren. Çekenler bilir! Ben geliyorum der ve yaklaşık yarım saatte gelir başınızın bir yanına yerleşir. Dayanılmaz bir ağrı olur çıkar. Tek ağrı olsa belki katlanılabilir ama ya o bulantı ve de kusmalar. Ne bir ses, hatta bir nefes ve ışık! Ağır gelir her şey, çekilemez o zaman. Uyumak istenir - uyunamaz, sakin bir ortam aranır bulunamaz, işe güce devam etmek istenir ama devam edilemez. Sonrasındaki saatler ve günler ise sanki ödenmesi gereken bir diyet gibidir...

Fırtınadan sonra güneşin görünerek, her şeyin normale dönmesi gibi migren baş ağrısı da geçer ve hayat normal akışına devam eder.


Peki nedir bu? Neden olmuştur?

Migren beyinde ağrı duyumunu denetleyen sistemin yetersizliğidir diye kısaca özetleyebiliriz. Normalde ağrı dahil her türlü bilgi beyne istediği gibi giremez. Bilgi akışı, beyin sapı denilen bölgede denetlenir, sınırlanır. Beynin kendisi ağrıya duyarsızdır ama ağrının derecesini, şiddetini belirler ve ağrıya yanıtı da -korkuyu, endişeyi- oluşturur. Başımızdaki ağrı duygusunu beyne taşıyan 5. kafa siniri diye isimlendirilen trigeminal sinirdir. Beyine kan getiren ve de götüren damarların çevresinde, beyni saran ve koruyan zarların çevresinde hep 5. sinirin dalları yerleşmiştir. Damar ve zarların itilme veya çekilmesi ile gerilmesi (beyin tümörlerinde), yırtılması durumlarında (anevrizma kanaması - beyin kanaması) ya da iltihaplanması (menenjit) 5. sinir ağrı bilgisini oluşturur, taşır. Beyin sapı bölgesindeki denetçi yapılar migrende görevini yapmaz ve her duygu şiddetli bir şekilde hissedilir. Işık ve ses fazla, ağrı şiddetlidir.


Migren ailesel midir, çocuklarımda da olur mu? Erkek ya da kadında farklı mıdır?

Evet, ailesinde migren olanlarda migren sıklığı artmıştır. Ama ailede olmadan da kişilerde migren görülebilir. Ergenlik öncesi eşit oranda görülürken, ergenlik sonrasında kadında 3 kat daha sıktır. Menopoz sonrasında ise sıklık ve şiddeti azalır. Çocukluk döneminde migren farklı şekilde görülür ve bu nedenle sıklıkla tanınmaz. Karın ağrısı ya da kusmalar şeklinde olabilir.


Bazılarında migren öncesinde uyarıcı bulgular oluyormuş bende olmuyor. Neden? Bir de bu bulgular tehlikeli midir?

Ağrıdan bir saat kadar önce duyusal, görsel, konuşma ya da motor bulguların olduğu uyarıcı bir süreç vardır. "Aura" adını alır. Bu dönemin en önemli özelliği tüm bulguların "düzeliyor" olmasıdır. Örneğin kolda, yüzde, dilde tek taraflı uyuşma ya da gözün önünde patlayan flaşlar, parlak ışıklar ve ardından görememe, konuşmada bozulma, kol ya da bacakta tutmama olur ve düzelir. Aura ile giden migren tüm migrenlilerin sadece üçte birinde vardır. Ancak çok nadiren bu bulgular düzelmez, kalıcı olur. Bu tür bulguları olanların bazı ilaçları kullanırken dikkatli olması gerekir. Nöroloji hekimine mutlaka bilgi verilmelidir.

Bu okuduklarım benim ağrılarıma benziyor! Benim migrenim varmış, ne yapmalıyım?, Nasıl yaşamalıyım? gibi diğer pek çok sorunun yanıtını 2. bölümde bulabilirsiniz.