Kaza yaptım doktor bey, kolum kırıldı. Daha kötüsü de olabilirdi, buna şükür! Uyuyakalmışım. Aslında bu ikinci kez oluyor. İlkinde kaza büyük değildi. Geçen gazetede okudum horlama bu duruma neden oluyormuş diye! O yüzden geldim. Ben horluyorum ve hanım gece nefesimin bir dakika boyunca durduğunu söylüyor. Öleceğim diye korkuyormuş! Ne yapacaksınız yapın, razıyım ben! Daha torunlarımla oynamak istiyorum. İyileştirin beni....
Horlama niye olur? Her horlama kötü müdür?
Nefes alırken ya da verirken, hava yollarında ortaya çıkan daralma ile "sesli nefes" horlama diye tanımlanır. Her horlama kötü değildir. Şişman olanlarda ve sigara içenlerde horlama gözlenebilir. Ancak uyku apnesi olanlarda horlama gözlenmesi sık olduğu için acaba uyku apnesi var mı diye bakmak gerekebilir. Çalışmalar ileri yaşın, erkek cinsiyetin ve şişmanlığın risk faktörü olduğunu, horlamadan uyku apnesi sendromuna geçişte önemli olduklarını ortaya koymuştur.
Uyku apnesi nedir? Kimlerde görülür? Nasıl tanınır?
Uyku apnesi uykuda nefesin durması ve bu durumun gündüz uyanıklığına olumsuz etki etmesi halidir. 30 - 60 yaş arası erkeklerin 1/4'ünde ve kadınlarında 1/10'unda uyku apne sendromu varlığı gösterilmiştir. Şişman olanlarda, yüzde çene kemiği küçük ya da geride olanlarda daha sık gözlenir.
En kesin tanı uykuda nefes durmasının gösterilmesi ile olur. Nefesi duran kişiler sorgulandığında sabahları dinlenmiş kalkamama, gündüz buldukları her fırsatta kısa kısa kestirme, özellikle yemek sonrasında uyuklama tarifler. Geceleri sık uyandıklarını ve idrar yapmak için tuvalete kalktıklarını ifade ederler. Bu kişilerde yüksek tansiyon hastalığı da gözlenir. Hastalık ilerledikçe uyuklama miktarı ve uyunan yerlerin sayısı giderek artar. Arabada seyahat ederken, sizinle konuşurken, TV seyrederken ve hatta araba kullanırken bile uyuma gözlenir.
Tanı koyma sırasında kullanılan en değerli yöntem gece boyu uykunun incelenmesi yöntemi "polisomnografidir". Bu yöntemde vücuda bağlanan kablolar ile uykunun evreleri, solunum ritmi, kan oksijen seviyesi, tansiyon değerleri, kalp atım değişmeleri, bacakların hareketleri kaydedilir. Uyku ile ilişkili pek çok bilgiye ulaşılır ve uyku apnesinin var olup olmadığı, var ise ağırlık derecesi, apnenin hava yollarından mı yoksa beyinden mi geldiği gösterilir. Bir binanın dışına ve iskeletine bakar gibi uykunun hem fotoğrafı ve hem de röntgenleri çekilir.
Uyku apnesi neden tedavi edilmelidir? Nasıl tedavi edilir?
Uyku apnesi demek gece boyunca az miktarda oksijen ile "hiç gerek yok iken" yaşamak demektir. Oksijensiz kalan beyin bu durumu algılar ve kişiyi uyandırır. Uyanma ile nefes alma yeniden başlar. Tekrar dalma ile nefes yine durur ve tekrar uyanma olur. Dönme dolap gibi bu olay döner, bir türlü derin uykuya girilemez. Uykuda beyin dahil tüm organlar gece boyu dinlenir, tamir olur ve bir sonraki güne hazırlanır. Derin uykuya giremeyen beyin dinlenmez ve kendini sıkıntılı - tehdit içeren bir ortamın içindeymiş gibi algılar. Bu bir öğrencinin gürültülü ortamda ertesi günkü sınava hazırlanmasına benzer. Ertesi gün başarısızlık kaçınılmazdır. Kendini yenileyemeyen vücut gergin, sinirli, endişelidir. Vücutta tansiyon yükselmesi ortaya çıkar. Tansiyon kalp hastalıklarına, kalp hastalıkları ve tansiyon da beyin damar tıkanmalarına yol açar. Uyku apnesi olanlar kilo alır ve veremezler. Bu kilolar da hem var olan apnenin kötüleşmesine hem de yukarıda söylediğimiz hastalıkların ortaya çıkmasına imkan verir. Dikkatin dağılması, dalmalar ile iş kazaları ve trafik kazaları ortaya çıkar ki bunlar da ölüm ve yaralanmalar ile sonuçlanır. Bu nedenle görüldüğü an tedavi edilmelidir. Uykuya "dinlenmek için yatmak gerekir, ölmek için değil."
Uyku apnesi dışarıdan basınçlı hava veren cihazlar ile tedavi edilir. Basınç ile hava yollarının açık kalması ve akciğerler aracılığı ile kanın yeterli miktarda oksijenlenmesi sağlanır. Basınç değerinin hem nefes alırken ve hem de nefes verirken yüksek ve benzer ya da yüksek ve değişken olmasına göre CPAP ya da BPAP cihazı adını alır. Apne tanısı alan hastanın ikinci kez polisomnografi yaptırması, basınç değerlerinin saptanması, bu basınç değerleri ile uygun ve yeterli miktarda düzelme olduğunun gösterilmesi uygun tedavi yönteminin basamaklarıdır.